Son Paylaşımlar
recent

Yazılan 4

Yazılan 4

Geceler serin olur burada, üstünü açma aman.
Nedendir bilmem, hiç kötü rüya görmedim yıllardır. Belki de yaşanmamışlıkların hatırına bir jest yapıyor aklım. Neyse rahat ol, kendi evin sayılır burası.


                Yeri gelmişken, kendi evinde olmak. Ah ah bir yerlere ait olmak... Ne çok muhtacız ayağımızı basacak tanıdık bir toprağa. Korkumuz gitmekten mi yoksa varacağımız yerden mi korkuyoruz, ya varacak bir yerin yoksa? Aslında yüksekten korkmuyoruz, düşmek ihtimali bizi korkutan. Yarattığımız şeylerden korkuyoruz; bir tercih yapıyoruz ve yapamadığımız onlarcası peşimizden geliyor. Korkumuz korkunun korkunçluğu değil ki, korkabilme potansiyelimizin büyüklüğü.

                Hah hay, ne çene var bende de, sabahtan beri anlatıyorum, sahi zaman ne hızlı geçiyor. Kaç yaşındasın, kaç yılla ölçüyorlar ömrünün boyunu, çok garip ben kendimi bildim bileli 15'le 73 yaş arasında salınır dururum. Kendimi bildiğim yaşlar kadar yaşlıyım yani. Ah 80 yıl ömrünü 7 yaşında yaşayanlar... Sayılar garip azizim, işine ne gelirse o hesaba çıkıyor. Yoruyorlar, bizi bile sayılarla tanımlıyorlar artık, hayata Neo’nun gözlerinden bakıyorlar.

                Bakma odanın tavan arası olduğuna, duvarlar üstüne gelmez burada, zorba değiller beton gibi. Kütüklerin gücü adına, hah ha! Nerde kalmıştık, hah şey, ölçme ve değerlendirme parametrelerimizin, donelerle uyumluluğundaki korelasyon probleminin sitemde yarattığı stres faktörünü irdeliyorduk, hah hah. Yok yok, insanız canım illaki kıyaslayacağız, beyin bile bir yerde böyle çalışıyor neticede. De işte her beyin de aynı çalışmıyor, niye benim beynim senin beynin önünde diz çöküp biat etmek zorunda. Niye team viewer gibi diğerlerini kontrol altında tutmaya çabalıyor, güven bunalımından mı yoksa kontrol takıntısı mı? Her ne ise iyiye alamet değil, kabus görmesem de yetiyor bunu düşünmek.

                Neyse, ben böyle sabaha kadar devam ederim de, erken kalkıp çiğ kokulu havayı bir soluyalım, sonra da güzel bir kahvaltı, hatun çok maharattır benim.

                Hah unutmadan, tüm bu ait olma hırsı haksızlık değil mi? Sahiplenmek, etrafını çevirip yasaklamak, dikenli teller... Hayır tabii özel bir alan gerekli ama birbirimize kapıyı bu denli kapamak, sayılarla ölçülemeyecek suni uzaklıklar yaratmak. Bilmiyorum, ben burada, kendi halimde aynı candan ama farklı şekillerden dostlarımla geçiriyorum zamanımı, samimiyetsiz kalabalıklardansa samimi sükunet...

                Bu gece kötü sandığın rüyalarına bir daha bak, gerçek hayattan daha korkunç ne olabilir? Zamanın dışına çıkmışken hazır bir de sonsuzluğun tadına bak derim. Neyse ben de yatayım artık, bir ölüp uyanalım sonrası kolay.

Dördüncü Bölümün Sonu

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.